Diğer bloglarım



Ocak 22, 2015

Ölüm ilanımı “Beğen”meyin!

Hayır… Henüz ölmedim. ☺ Sadece sizleri öldüğümde yapmamanızı istediğim bir işlem konusunda uyarmak istiyorum. Eğer ölümüm sosyal medyada biri tarafından haber edilirse bunu “Beğen” linkine basarak beğenmenizi istemiyorum. Neden mi? Aslında bunun benimle bir ilgisi yok. Ben ölmüş olacağımdan bu eylemi izleme olanağım olmayacak. Bu sizinle ilgili. Dünyaya benim ölümümden ne kadar hoşlandığınızı ilan etmektesiniz. […]

Ocak 8, 2015

Sizin köpeğiniz nece konuşuyor?

Siz hiç aynı cins bir Alman ineğinin bir Rus ineğinden, bir Fransız horozunun bir Mısır horozundan veya bir Hint kedisinin bir İtalyan kedisinden farklı “konuştuğunu” duydunuz mu? Herhangi bir ülkede bir köpek gördüğünüzde o köpeğin nasıl bir ses çıkaracağını bilirsiniz. Psychologytoday.com’a göre nereden getirilmiş olursa olsun tüm köpekler birbirlerinin havlamasını anlıyor. Ole Hantzschel görsel haritalarda […]

Aralık 25, 2014

Portmagee Eski Yıl Festivali

İrlanda’nın güneyindeki Keri sahilinde yer alan Portmagee kasabası başlangıcı 1727’ye dayanan bir yeni yıl karşılama ritüeline sahiptir. “Eski Yıl Festivali” kutlamalarında kasaba sakinleri meşalelerle yaşlı birine ana cadde boyunca eşlik ederler. Gece yarısı olduğunda bu ‘Eski Yıl’ karakteri “ölür” ve yerini heyecanlı bir gence bırakır. Yeni adam kasaba sakinlerine biraz önce gördüklerini yorumlar ve kaybolan […]

Aralık 11, 2014

Tezahüratı garantilemenin yolu

Türk Dil Kurumu “tezahürat” kelimesini, “Bağırıp çağırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri,” şeklinde tanımlıyor. Bu kelimeyi genellikle bir spor, müzik veya benzeri bir organizasyonla ilgili olarak kullanırız. “Ayakta” yapılanı daha da değerli kabul edilir. İş hayatında ise “tezahürat” daha çok simgesel anlamda kullanılmakta. Ben bu kelimenin aslında iş hayatında da gerçek anlamında kullanılması gerektiği kanısındayım. […]

Kasım 27, 2014

Gelinliğin beyazı

Çocukların, erkeklerin neden sakalı vardır, kuşlar nasıl uçarlar, gibi saf sorularını severim. Büyüdükçe hür sorgulama yeteneğimizi kaybetmeye başlayıp her şeyi “bilmeye” başladığımızı sanıyorum. Arada bir çevreme bir çocuğun gözü ile bakmaya çalışıyorum. Geçen gün bir düğünde, gelinler niye beyaz giyer, diye düşündüm. Gelsin İnternet: ☺ bourncreative.com: Çok olumlu bir renk olan beyaz saflık, bakirelik, suçsuzluk, […]

Kasım 13, 2014

Yeni girişimcilere iyi haber!

Bugün tüm girişimciler aynı zamanda muhteşem satıcılar olmak zorunda. Olmadıkları takdirde ise pazarda bulunabilecek en iyi pazarlamacıları saflarına katmak durumundalar. Sanırım ki, bu yazdıklarımın tersini düşünen kişi sayısı azdır. O zaman neden 2 kişiden fazla çalışanı bulunan bir şirketten bir ürün almak istediğimde düşünülebilecek en kötü hizmeti almaktayım? Son 6 ay içerisinde bir araba, bir […]

Ekim 30, 2014

Her işe bir Çaykovski lazım!

Bale ile aram hiç bir zaman çok iyi olmamıştır. Yine de dansçılar arası uyum ve gösterinin su gibi akıp gitmesi insanı etkiliyor. Balede bütün bunların yapılabilmesi arkadaki müzik sayesinde oluyor. O müzik herkesi bir arada tutuyor. İş hayatında ne yazık ki müzik üzerine kurulu düzenlerde çalışmıyoruz. Her şirket kendi yöneticilerinin bilgisinin ve deneyiminin el verdiği […]

Ekim 16, 2014

Bu dergileri kim okuyor?

Geçen gün bir kitapçıya gidip çoktandır aklımda olan bir işlemi gerçekleştirdim. İş hayatı ile ilgili ne kadar dergi varsa aldım. İlk gözlem: İş hayatı ile ilgili dergi sayısı acaip artmış. Bir çoğunun ismini bile ilk defa duydum. İlk soru: Bir derginin ortalama yaşam süresi ne uzunlukta? Eve gelince bir heves dergileri karıştırmaya başladım. Çok azı […]

Ekim 2, 2014

Ortağınızın DNA’sı

Epey bir zaman önce devsbuild. it sitesinde gördüğüm bir yazıda ortaklıklar arası anlaşmazlıkları önlemek için ne yapmalı sorusuna cevap aranıyordu. Yazıya göre, sorgulanması gereken iki noktadan biri genel olarak ilişkileri sürdürmekte başarılı olup olmadığınız. Diğer nokta ise ortağınızla DNA’nızın uyuşup uyuşmadığı. Bu iki soruya da olumlu cevap verilse dahi ortaklık prensipte çok kolay bir iş […]

Eylül 18, 2014

Ormanda ikiye ayrılan yol

Belki şair Robert Frost’un Road Not Taken (Gidilmeyen Yol) şiirini biliyorsunuzdur. Şiirin Suphi Aytimur’un çevirisindeki son satırları aşağıdaki gibi: bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben – ben gittim daha az geçilmişinden, ve bütün farkı yaratan bu oldu işte. Bu şiiri her hatırladığımda şu kelimeler beni hep yakalar: “ben gittim daha az geçilmişinden…” İş hayatı […]

X

Değerli okurum,

Blog yazılarımın posta kutunuza otomatik olarak gelmesini istiyorsanız, yapmanız gereken sadece aşağıdaki linki kullanarak LinkedIn'deki "Mehmet U. Soyer Blog Platformu" grubuna katılmak.

www.linkedin.com/groups/Mehmet-U-Soyer-Blog-Platformu-8296458/about

Önümüzdeki yazılarda görüşene dek... güzel günler diliyorum.

Mehmet U. Soyer
@mehmetusoyer

designed by BONNIE & CLYDE advertising studio
copyright ©
Mehmet U. Soyer 2013-2014