O kendi kuşağının en önemli sanatçılarından biri olarak kabul edilmektedir. Onun repertuarının gerektirdiği teknik üzerindeki hakimiyetinden, müzikal iç görü derinliğinden, getirdiği yeni yorumlardan ve karizmatik sahne varlığından övgü ile söz edilmektedir.
Kadının ismi Yuja Wang. O bir piyanist.
Piyanist olmayı bir iş olarak kabul ettiğinizde, yukarıda geçen “sanatçı” kelimesini “girişimci” kelimesi ile, “repertuar” kelimesini “ürün ve hizmetler” ile, “müzikal iç görü” kelimelerini “vizyon” ile, “sahne” kelimesini de “iş hayatı” ile değiştirebilirsiniz.
Geçenlerde onu Şostakoviç’in 1. Piano Konçertosu‘nu çaldığı bir videoda izledim. Konser başlamadan hemen önce ellerini, çalmaksızın piyanonun tuşları üzerinde gezdirdiğini gördüm. O birkaç saniye içerisinde sanırım tüm konser kafasından geçti. Şef batonunu kaldırdığında ise yapması gerekeni yapmaya başladı: İzleyicisine verebileceğinin en iyisini vermek.
Bu da yeni bir işe başlamak gibi. Bir vizyoner olarak kafanızda işin tüm safhalarını hayal ediyor, sonra da elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz.
Gelmek istediğim nokta ise şu: Konser verirken orkestrayı da idare eden bazı solistler var. Ama bunların sayısı az ve bu illa da gerekli değil.
İş hayatında benzeri bir durumun geçerli olmasına rağmen genelde tam tersi uygulanmakta. Aslında bir vizyoner olarak işinizi yönetmeniz gerekmemekte. Bu iş için eğitilmiş ve deneyim sahibi insanlar var.
Bir işe sahip olmanız onu en iyi idare edecek kişi olmanızı da gerektirmiyor.
Bahsettiğim videoyu izlemek isterseniz: Shostakovich 1st Piano Concerto
Haftanın şarkısı: Aerosmith – I Don’t Want to Miss a Thing (1998)