Siz hiç hayatınızda piyanosuna ev alan birini duydunuz mu? Pek zannetmem. Ben duysam da inanmazdım. Ve o adam hakkında ileri geri bile konuşabilirdim. Ama o adam ben olduğum için şimdi bunu yapmam zor. ☺
Konu aslında basit! Uzun yıllardır almayı bir türlü beceremediğim kuyruklu bir piyanoyu iyi sıhhatte olduğum bir saatte satın aldım. Eve sığmaz mıydı? Sığardı. Ama nedense şehrin başka bir köşesinde küçük bir ev alıp piyanoyu oraya koydum. Bilinçsizce yapılmış bir hareket gibi geldi bana önceleri. Bilinçaltım durumu daha sonra bilincime anlattı. ☺
O alım kararı aslında başka bir dünyanın da kapısını aralayabileceğim bir zamanı bekliyordu. O yeni mekanda müzikle ilgili bir şeyler yapmaya ve değişik insanlarla bir araya gelmeye başladık. İlk önemli misafir İspanyol bir piyanistti. Ayrıca dünyanın değişik yerlerinde yaşayan tanıdıkların İstanbul’da kalabilecekleri ve bu tanışıklığı perçinleyen özel bir yer oldu orası.
Bazı hayallerin gerçeğe dönüştürülmesinin “doğru” olduğu zamanlar var. Sorsalar hemen yanıtlayamayabilirsiniz ama o doğru zamanı bir şekilde hissediyorsunuz. Veya onları gerçekleştirmek için gerekli adımları başka nedenlerle de olsa atıyorsunuz.
Bazen işinizi neden kurduğunuzun da tam farkında olmayabilirsiniz. Merak etmeyin bilinçaltınız bilincinize müsait bir zamanında anlatır. ☺
Haftanın şarkısı: Michael Jackson – This Is It (2009)