“Sana değişiklik lazım!”
“O da neden?”
“4 yıldır şirket evlilikleri hakkında yazıp çizip duruyorsun! Kesmiyor beni bu konu.”
“Yazdıklarım başka yerlerde de kullanılabilir konular.”
“Ama sen hep fayda dersin ya. Daha fazla faydalı da olabilirsin!”
“Nasıl?”
“E daha önce bir sürü iş kurmuşsun, anlatacak bin tane hikayen var. Türkiye’de ilk plastik pencere olan Pimapen olayını sen yaratmışsın mesela. Ne bileyim, Türkiye’de ilk defa motosikletle ürün dağıtımı yapmışsın. Daha 1980’lerde kendi markanla banyo aksesuarları ihracatı yapmışsın. Üstüne her yıl da yüz kusur KOBİ’yi didik didik ediyorsun işin icabı.”
“Eeee?”
“Etrafta yeni iş kuracak ve senin deneyimlerinden faydalanabilecek çok insan var.”
“Yani?”
“Yani acaba girişimcilikle ilgili konuları da mı yazsan bir ara?”
“Peki nasıl? Okuruma ‘bu konu bitti şimdi yeni konuya geçiyoruz’ diyemem.”
“Deme! yansımalar‘ı onbeş günde bir yaz. yansımalar‘ı yayınlamadığın Perşembe günleri de girişimcilik üzerine yazılar yayınla.”
“Biraz düşünmem lazım.”
………..
“Girişimcilik yazılarının başlığı ne oldu dedin???”
“Bağımsız Sular… Nasıl?”
“Nedenmiş?”
“Çünkü girişimcilik esasında bağımsızlık.”
“Tehlikeli sular gibi. Beğendim. Güzelmiş.”
“Alt başlığım da Girişimciliğin gerçek doğası“
“Sen kendini anlatacaksın yani.”
“Aynen!”
“Ne zaman demir alıyorsun?”
“Sayfaların tasarımlarını dün onayladım. 5 Eylül Perşembe günü ilkini yayınlayacağım.”
“İstersem sadece yansımalar‘ı veya Bağımsız Sular‘ı okuyabilecek miyim?”
“Evet. İki blog’dan herhangi birinden çıksan da diğerini okumak imkanı var. Birinde ‘abonelik sil’ dediğinde diğeri devam edecek.”
“Aferin baba.”
“Sağol patron.”